Sabitfikir!
“Eğer sıfırdan bir elmalı turta yapmak istiyorsanız, önce evreni yaratmalısınız.”
― Carl Sagan, Cosmos
Giriş
Düşünce özünde akışkandır, çünkü hayat akışkandır. Her geçen saniye yeni şeylerle karşılaşır, yeni etkilere maruz kalırız. Descartes her ne kadar düşünceyi aklın mucizesi sayarsa saysın, onu ne kadar zihnin parmaklıkları ardına kapatırsa kapatsın, düşünmek yalnızca zihnin gerçekleştirdiği bir etkinlik değildir. Düşünce yalnızca benim etkinliğim değildir, ben aynı zamanda düşünceye maruz kalırım. Zihnin parmaklıkları ardında, aklın kontrolü altında hiç değildir; düşünmek dediğimiz şey, çoğu zaman bir duygulanımdan öte bir şey değildir aslında. Bu yüzden Spinoza, Descartes’ın üzerine felsefesini inşaa ettiği cogito/düşünüyorum hakkında yalnızca şunu demekle yetinir:
“İnsan düşünür”
Oksimoron
Birinin fikrini değiştirmenin en büyük zorluğu, sonuç ile niyetin arasındaki paradoksal ilişkiden kaynaklanır. İlginç bir biçimde, karşımdakinin bir konuda fikrini değiştirebilmem için, onun fikrini değiştirmeyi canla başla istememem gerekir. Hatta bu istek farkındalığımdan dahi uzakta olmalıdır, yoksayılmalıdır.
Çünkü saldırı, savunmayı zaruri kılar. Düşünceler ve inançlar, kaba kuvvet ya da şiddetle zayıflamazlar. Bir fikri zayıflatmak için ona ve fikrin taşıyıcısına narin yaklaşmak gerekir: Usulca ilerleyen bir erozyon gibi.